Bireyin,başkalarınca değerlendirilebilecek olduğu bir ya da birden çok toplumsal durumda belirgin bir korku ya da kaygı duymasıdır. Toplumsal etkileşimler (örneğin, karşılıklı konuşma, tanımadık insanlarla karşılaşma), gözlenme (örneğin, yemek yerken ya da içerken) ve başkalarının önünde bir eylemi gerçekleştirme (örneğin, bir konuşma yapma, müzik aleti çalma, öğretmenin sorusuna cevap verme) durumları buna örnektir.
Kişi, bu gibi durumlarda olumsuz olarak değerlendirilecek bir biçimde davranmaktan ya da kaygı duyduğuna ilişkin belirtiler göstermekten (titreme, yüz kızarması, terleme, kekeleme, gibi) şiddetli derecede korkar. Bu belirtileri göstereceği ve bu nedenle küçük düşeceği, alay edileceği ya da utanç duyacağını düşünür.
Sosyal fobisi olan bireyler kaygıları belli olmasın diye bir sürü tedbir alırlar (sosyal olaydan önce alkol almak, ter göstermeyen kıyafetler, otobüste en arkaya oturmak gibi). Sosyal olay sırasındaki nötral tepkileri kendilerini aşağılıyor gibi algılarlar. Olay sonunda yeterince iyi performans sergilemediklerini düşünürler
Sosyal fobiklerde belirgin değersizlik hissivardır. Depresyondan farklı olarak bu yalnızken olmaz, sadece sosyal ortamlarda olur.Sosyal fobiye sahip bireylerin çoğunda özgüven eksikliği olduğu görülmektedir. Çocukluk çağında yerleşmeye başlayan bu çekirdek sorun ilerleyen yıllarda hem sosyal fobiye hem de başka ruhsal sorunlara, hastalıklara temel oluşturur. Tedavide sosyal fobi belirtilerinin yanı sıra bu temel sorunun azaltılmasına çaba gösterilir.
Sosyal fobinin neden olduğu sorunlar yaşa göre farklılaşırken temel kaygı aynıdır; bir şeyi yaparken, söylerken hata yapmak, rezil olmak, insanların gözünde küçük düşmek. Hastalar bu kaygıyı yaşamamak için buna yol açma potansiyeli olan her durumdan mümkün olduğunca kaçınırlar. Yeni insanlarla tanışma ihtimali olan ortamlara girmemeye çalışırlar, restoranlarda daha çok diplerde olan masalarda insanlara sırtı dönük olarak oturup yemek yemeyi tercih ederler, öğretmenin sorduğu sorunun cevabını bildikleri halde parmaklarını kaldırmazlar.Sosyal fobi belirtilerinin en sık rastlandığı durum ve eylemler aşağıda sıralanmıştır:
– Diğer insanların önünde konuşmaktan korkma (en yaygın belirti, tüm sosyal fobiklerin %90’nında bulunur)
– Birilerinin yanında telefonla konuşma
– Toplum içinde yemek yeme
– Umumi tuvaletleri kullanma
– Başkalarının içinde yazma, çalışma
– Kız/erkek tavlama
– Dolu bir odaya girme
– İlgi odağı olma
– Yetkili birisiyle konuşma
– Kapıya gelen satıcıya “hayır” deme
– Alınan bir malı geri iade etme
– Rol yapma
– Aynı düşünce de olmadığını söyleme
Tüm sosyal fobi hastaları bu belirtilerin ve kaçınmaların hepsine sahip olmayabilir, sadece biri (örneğin, sunum fobisi) ya da birkaçı bulunabilir.
Sosyal fobi genellikle 15-17 yaşlarında başlar. Oldukça yaygındır (ortalama; %12). Kadınlarda biraz daha sıktır (K/E oranı: 3/2), ama tedavi için başvuranlar arasında her iki cinsiyete eşit oranda rastlanır. Hastaların sadece %20’si yardım için başvurmaktadır. Diğer ruhsal hastalıklarla bir arada bulunma oranı yüksektir. Depresyon, alkol bağımlılığı, özgül fobiler bu hastalarda sık olarak görülür.
Bu hastalığın tedavisinde de diğer kaygı bozukluklarında olduğu gibi antidepresan ilaçlar ve bilişsel davranışçı psikoterapi, özellikle bunların birlikte uygulanması en etkin yöntemlerdir. Bunun dışında diğer psikoterapi türlerinin (psikodinamik ve destekleyici psikoterapi) tekniklerinden yararlanılabilir.