EMDR

Yaşadığımız bazı olayların ağırlığını, aradan geçen onca yıla rağmen hissetmeye devam ederiz. Öyle ki hatırladığımızda bazen bir resim canlanır, olayı hala yaşıyormuşuz gibi canlı ve nettir bu resim, bazen aynı olumsuz duyguyu yoğun bir şekilde hissederiz ve/veya rahatsızlık veren beden duyumunu… Yaşanan bu olaylar, büyük yaşamsal değişiklikler (örn; yaralanma, ciddi hastalık, başkasının yaralanmasına şahit olmak, sevilen birinin kaybı, göç, iflas, vs… ), kazalar, doğal afetler, fiziksel ya da cinsel saldırı, ihmal edilme yaşantıları, aşağılanma, dışlanma yaşantıları, savaşlar vb. olabilir.

 

Bu olaylar, bazen, yaşanan olayla ilgili düşüncelerin, resimlerin aniden ve kontrolümüzde olmaksızın aklımıza geldiği, kabuslar gördüğümüz, olayı hatırlatan uyaranlardan, kişilerden, yerlerden uzak durmaya çalıştığımız, tahammülsüz ya da öfkeli hissettiğimiz, konsantrasyon sorunları yaşadığımız TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) belirtilerini yaşamamıza neden olur. Yaşadığımız olaylar sonucu TSSB belirtileri yaşamasak da, olayla birlikte aldığımız kararlar, kendimizle, diğer insanlarla ve ilişkilerle ilgili edindiğimiz önyargılar, varsayımlar ve kurallar olaydan çok sonra bile hayatımıza yön vermeye devam ederler. Yaşadığımız diğer olayları da gerçekçi olup olmadığını fark etmeden aynı önyargılar, varsayımlar ve kurallar perspektifinden değerlendiririz.

 

1980’lerde ortaya çıkan bir terapi olan EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), nasıl ağır bir yemek yediğimizde midemiz bunu hazmetmekte zorlanırsa, duygu yükü ağır bir olay yaşadığımızda beynimizin de olayı hazmetmekte zorlandığını, sindiremediğini varsayar. Ayrıca bu kadar yoğun duygu yaşadığımız bir durumda, gerçekçi değerlendirmeler yapmaktan da uzağızdır. EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları, olumsuz duygusal tepkileri ve olumsuz bedensel tepkiler, problemin kendisi değil, geçmişte yaşanan ve sindirilemeyen olayların bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş geçmiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir.  EMDR, göz hareketleri, dokunsal vuruşlar ve/veya sesle yapılan çift yönlü uyarımla beynimizin bu olayları hazmetmesini yani bilgiyi işlemesini sağlar. Böylelikle hem olaya karşı duyarsızlaşır ve hissettiğimiz olumsuz duygu yükünden kurtulur, özgürleşiriz hem de olayla ilgili, hayatımızın diğer alanlarını da etkileyen çıkarımlarımızı gerçekçi bir hale getiririz. EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Bu terapi aynı zamanda kişinin kendisiyle, dünyayla ve ilişkilerle ilgili olumsuz önyargılarını değiştirdiğinden, kişinin olumlu ve daha gerçekçi inanç ve duygular geliştirmesine, işlevsel davranışlar gösterebilmesine katkıda bulunur; daha sağlıklı ve mutlu olmasını sağlar.

 

Çalışılmaya karar verilen travmatik anılar, 2- 3 seanslık değerlendirme ve hazırlık süreci sonrasında işlenmeye başlanır. EMDR seanslarının 90 dakikalık sürelerde yapılması önerilir. Böylelikle daha ilk seansta çalışılan anının en rahatsızlık verici boyutu yeterince ele alınabilir ve seans aralarında hissedilen rahatsızlık düzeyinin daha düşük olması sağlanabilir. Sorunların ne türde olduğu, yaşam koşullarınız, geçmiş travmalarınızın niteliği, sayısı ve şiddeti EMDR terapi sürecinizin kaç seans süreceğini belirler. Tekil travmalar birkaç seansta hatta şiddeti çok yüksek değilse tek seansta bile çözülebilir. Basit bir fobi, eğer başka semptomlar eşlik etmiyorsa 3-5 seansta tamamen ortadan kalkabilir. Ancak hayati tehlikesi olmayan ama sürekli yaşanan dışlanma, kronik ihmal gibi temel korku ve ihtiyaçlarla ilgili travmaların daha uzun süre çalışılması gerekmektedir. Bir anıyı ele almak benzer türde üzerinde çalışılmamış anıları da olumlu yönde etkilediğinden dolayı geçmişte yaşanan her travmayı tek tek ele almak gerekmemektedir. Genel olarak EMDR terapisinin kısa süreli bir terapi yaklaşımı olduğu söylenebilir.

 

EMDR, kaygı bozuklukları (panik bozukluğu, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, performans kaygısı), depresyon, ağrı rahatsızlıkları, migren, bağımlılıklar,  cinsel ve/veya fiziksel taciz, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, komplike yas gibi sorun alanlarında kullanılmaktadır.

Call Now Button